Gerçekten Başarılı Olmanın Sırları: Yıllarca Deneyim Sonrası İşlemde Zafer

Piyasa ile tanıştıkları ilk yıllarda, çoğu yatırımcı başarısızlığın “şanssızlık” veya “piyasanın çok tahmin edilemez” olduğunu düşünüyordu. Gerçekten de, pek çok kişi trendleri oldukça doğru bir şekilde analiz ediyor, giriş noktası emirlerini tam yerinde belirliyor, ancak fiyat her zaman ters yönde hareket ediyordu — biraz alım yaptıktan sonra düşüyor, biraz satış yaptıktan sonra artıyordu. Bu şekilde birçok kez “yüzlerine tokat yedikten” sonra, derin nedenin piyasa değil, kendilerinde yattığını anlamaya başladılar — özellikle de ticaret arzusunu kontrol edememek. Yeni başlayanlar genellikle iki büyük tuzağa düşer: açgözlülük ve korku. Fiyat sadece hafif bir artış gösterdiğinde, coşku duygusu onları aceleyle pozisyon almaya ve devasa kar hayalleri kurmaya iter. Ancak piyasa sadece biraz düzeltme yaptığında, korku yeniden gelir — sermayeyi kaybetme korkusu, zarara uğrama korkusu — ve bu durumda panik içinde emir kesilir. Bu “tepeyi yakalama - dipten satma” eylem zinciri, hesapların giderek erimesine neden olur, oysa başlangıçtaki trendin doğru olduğu düşünülmektedir. Birçok kişi şu duruma düşmüştür: grafikteki her bir mum kalbi daha hızlı atmaya sevk eder, her bir dalgalanma parmakların al – sat butonuna basmasını durduramaz. Para kaybedince geri almak ister, kazanç elde edince kaybetmekten korkar, işlemler giderek artar ama psikoloji daha da dengesizleşir. Geriye dönüp baktığımızda, en büyük ders şudur: tüccarın düşmanı piyasa değil, kontrolünü kaybeden kendisidir. Piyasa duygusuzdur; insan duyguları hataları yaratır. Ticarette uzun süre kalabilen kişi, en iyi trend tahmincisi değil, en “inatçı” ve en kararlı olandır — dalgalanmalar karşısında sakin, kazanç ve kayıplar karşısında soğukkanlı, aceleci davranmak yerine sinyal bekleyen kişidir. Bundan sonra ticarette disiplinin korunması için üç “demir ilke” oluşturulmuştur: Kar alım noktası ve zararı durdurma seviyesini net bir şekilde belirleyin, geçici duygular nedeniyle asla değiştirmeyin. Belirgin bir sinyal yoksa harekete geçmeyin. Piyasanın dikkatli bir şekilde gözlemleyin, fırsatı kaçırmak, kör bir emir vermekten daha iyidir. Tarafsız bir tutum sergileyin, kazanırken aşırı heyecanlanmayın ve kaybederken aşırı karamsar olmayın. Sürdürülebilir kâr her zaman kendini kontrol edebilen kişiye aittir. Bunu anladığında, trader gerçekten olgunlaşma yoluna girmiş olur — burada zafer, artık piyasayı yenmek değil, kendini fethetmektir.